Erişilebilir kodlama teknikleri ve ekran okuyucu ile programlamaya giriş #1: Giriş ve yazı dizisi hakkında
Merhaba değerli dostlarım. Herkes için yazılım akademisi projesi kapsamında faydalı olacağını düşündüğüm bir yazı dizisine başlamaya karar verdim. Bu bağlamda bilgilerimi sizlerle paylaşırken hayata dair örneklerle de deneyimlerimi aktarmaya çalışıyor olacağım.
Kısaca kendimden bahsetmem gerekirse web programlama ve diğer programlama dillerine yönelik 10 yılı aşkın bazı çalışmalar yürütüyorum. Bu çalışmalarımın çoğunu web uygulamaları üzerine kanalize ediyorum.
Bununla birlikte geçtiğimiz iki yıl içinde de web tasarımı ve kodlama bölümünden de mezun oldum.
Biraz kendimden bahsettikten sonra artık yavaş yavaş yazımıza ilk adımlarımızı atalım.
Nedir bu programlama
Programlama denildiğinde o kadar fazla tanım ve bilgiyle karşılaşıyoruzki aslında tanımıda anlaşılmasıda gayet basit bir kavram. Şöyle bir düşünün.
Günlük yaşamınızda bir gününüzü planlarken adım adım kararlar alıyor, bir döngü içinde işe veya okula gidiyor, günlük ihtiyaçlarınızı karşılamak adına yemek yiyor veya çeşitli aktiviteler yapıyorsunuz.
İşte bu noktada tüm herşeyi planlama ve programlama ihtiyacı duyuyor ve sonuca ulaşıyorsunuz.
Bilgisayar tarafında da işler birazcık buna benziyor aslında. Önce bazı işlemlerin gerçekleştirilmesi adına algoritmalar kuruyoruz ve bu algoritmaları bazı koşullu durumlara ve kendini tekrar eden işlemlere göre yeniden kurguluyoruz. Tüm bu süreçler sonunda ortaya çıkardığımız yazılım dediğimiz ürünler ile bilgisayar ve bilgisayar destekli her türlü cihazı kullanabiliyor ve günlük işlerimizi daha hızlı şekilde görebiliyoruz.
Size aktardığım üzere programlama bilgisayarda bazı işlemlerin yerine getirilmesi için kurgulanmış yazılımların altyapılarını ifade etmektedir. Kimi yazılım anlaşılır bir dille programlanıyor olsa da kimi yazılım da eskiden olduğu gibi birler ve sıfırlarla veya biraz daha güncel tarifle daha düşük anlaşılırlık seviyesine sahip kodlama teknikleri ile bir ürün haline geliyor.
O zaman programlamayı biraz anlattıktan sonra gelin kısaca algoritma kavramına da bakalım.
Nedir bu algoritma denen şey?
Gelin bu işi biraz hikayeleştirelim.
Bir bilgisayar almak istiyorsunuz bunun için mağazaya gittiniz. Peki, orada sonuca ulaşmak için neler yapardınız?
İşte bu sorunun cevabı algoritmanın da cevabını da veriyor. Hadi bakalım adım adım işlemlerimizi sıralayalı;
- Mağazada almak istediğimiz markayı buluruz.
- O markanın yetkilisi ile konuşur ve teknik bilgileri bir girdi olarak alırız.
- Sonrasında ürünü beğendiysek almaya karar veririz.
- Almaya karar verdiğimiz ürün için kasada ödeme yapar ve ürünü satın alırız.
Ne kadar net bir süreç değil mi?
Kesinlikle öyle ancak, her zaman bu kadar net işlemeyebilir süreçler şimdi yukarıdaki örnekte minik bir değişiklik yapalım.
- Bilgisayar almaya karar verdik ve mağazaya gittik.
- Beğendiğimiz ürünü bulduk ve ürün sorumlusundan teknik bilgileri bir girdi olarak aldık.
- Ardından kasaya gittik ve cebimizdeki para almayı karar verdiğimiz bilgisayara yetiyor ise satın alım işlemini gerçekleştirdik.
Ddediğim gibi buradaki duruma baktığımızda herşey o kadar net ilerlemedi ve koşula bağlı bir sonuç ortaya çıkmış oldu. Günün sonunda da evimize geri döndük ve günlük aktvitemizi tamamladık.
Yani kısacası, algoritma sonuca giden yolda karar mekanizmalarını, sıralı işlemleri ve döngüsel şekilde kendini tekrar eden durumları içinde barındıran ve bir okadar da hayatın içinde olan bir kavram.
Evet, sevgili dostlarım ilk yazıda hem bir giriş yapmak hem de kısaca bir iki tanımdan sözetmek istedim. Bir sonraki yazıda buluşmak üzere.